Devrile devrile geliyor üstümüze
mevsimler aylar
durmaksızın ardı sıra
Önce kanatıp göğsümüzü
patlayan tomurcuklarıyla
gelip geçti Mayıs
Bahar dedik
bastık bağrımıza
karanfillere yükledik hüznünü
mezarlara iliştirdiğimiz
Saydık unutulmayan günlerini
dilimiz döndüğünce
6, 15, 18…
Selam yolladık
biz hâlâ yürüyoruz diye
gittiyseniz de siz
Şimdi de elinde
üç yalım hançer
üstümüze geliyor haziran
o kırılan kalemleriyle ustaların
dilimizde buruk tadı duran
bir eskici dükkanında
kendi gibi bir yoksulun
ayakkabılarını onarıyor
oğullarıyla Orhan
Gözlerinde gemiler kalkıyor
Kadıköy iskelesinden hâlâ
Boğaz’a doğru Nazım’ın
ve Anadolu’da bir yerde
yalnız bir çınarın altında
türküsü söyleniyor köylü Kazım’ın
Memleketimden İnsan Manzaraları’nda
Sonra yurdumun toprağına
tırnaklarını geçirmiş
bir ozan daha var
büyümüştür çoktan
Adiloş Bebe’si
Uy Havar!...
hâli dili
tıpkı bizim gibice
Bahar yaza devirirken
yükünü yavaş yavaş
aha!.. şuramda bir sızı ki dinmez
batar ince ince
uy Havar!..
sevmişik biz sizi…