Soruyorsunuz belki de
niçin öğretmen oldum diye…
Hani küçücük bir çocukken
elimizi yakmadan
hiçbirimiz öğrenemedik ya
ateşin yaktığını insanı
ben de bu yüzden karar verdim
öğrenip bildiğim her şeyi
deneyip yanılarak
ve sorgulayarak
öğretmek için herkese
öğretmen oldum.
Bana soruyorsunuzdur
yüzüme söylemeseniz de
ne diye öğretmen oldum diye
yağmur yağdığı günlerde
çocuk avuçlarımızda
biriktirip ısıttığımız
körpe damlacıklar gibi
parmaklarımla silip
kurutmak için
çocuk gözyaşlarını
öğretmen oldum.
Yıldızları seyrederdik geceleri
masallar kadar
parlak ve uzaktılar
ısıtabilmek için aydınlıklarıyla
insanlarımızın içini
ve yakınlaştırabilmek için
uzayın derinliklerini
öğretmen oldum.
Niçin mi öğretmen oldum?
yastık yapıp göğsümü
ağlayan ve gülen
göz bebeklerine
ve anlatabilmek için
atom çekirdeğinden
bombalar değil
güvercinler uçurabilmeyi
okul bahçelerinde
öğretmen oldum.
Ne mi öğretebildim
bugüne kadar diye
merak ederseniz eğer
yalansız dolansız
itiraf edeyim size
okulun sokaktan
fabrikada vardiyanın
laboratuarda sabahlamaktan
farksız olduğunu
ve en önemlisi
sevginin nefretten
üstünlüğünü ve güzelliğini
öğrettim usanmadan
işte bunun için
öğretmen oldum
ve öğretmen kalacağım
sonsuza kadar…