Yayla soğuk üşüdük,
Sesim gelir derinden.
Giden geri gelmiyor
Dönen yok seferinden.
Temmuz ayına burda,
Çürüklük ayı derler.
Kesmeyin çayırları
Sonra onlar çürürler.
İncecik çise ile,
Başlar yağmur yağmaya
Duman kaplar dağları,
Bulamazsın bakmaya.
Göçler gitmiş yaylaya,
Yağmur çok, duman da çok
Soğuk var, yağmur da var
Gidilecek bir yer yok.
Sordum yaylacılara,
Sular soğuk akar mı ?
Çataklar ırmağında
Manişaklar açar mı ?
Onlar söyler bana ki
Manişak açar, su akar
Hani eskilerimiz
Yokluğu bizi yaralar.
Ne yapacağız bilmem
Ciğerlerin köşesi
Kalmamış yaylaların
Eski zevki neşesi.
Gezeriz yaylaları,
Hem dağları, taşları.
Eskiyi anımsarız,
Akar gözün yaşları.
Dağ başında oturup,
Gözler dalar derine.
Hatırlarız geçmişi,
Annem emeklerine.
Dere boyu gideriz,
Anne önünde deriz,
Ulaşırız evlere,
El boş geri döneriz.
İneriz anam köyüne,
Geliriz kabristana.
Sade bir demet çiçek,
Biz koyarız yanına.
Etrafta çiçekleri
Rüzgar sallar dalları.
Bir fatiha okuruz
Hem okşarız onları.
Bu korona yüzünden,
Olduk dostlara uzak
Bu virüs kurar bize,
Görülmeyen bir tuzak
Bugünler gelir geçer,
Sağlık olsun ey dostlar.
Yine gelin buraya
Analar sizi arar.