İnsan ömrü nelere tanıktır!...
İyilik - kötülük, güzellik - çirkinlik, varlık - yokluk, zenginlik - yoksulluk, savaş –barış, sevgi – nefret, aydınlık – karanlık,
Yaşamın zıtlıkları için onca gel-gitler içinde bir ömür gelir geçer.
Sevdikleriniz, beğendikleriniz ya da bunların tersi…
Üst üste gelen onca olumsuzluklar, stresler, daha daha neler…
Hep bıktıran şeyler:
*IQ’sü düşüklerin televizyon ekranlarında ahkâm kesmesinden, akıl hocalığı yapmasından bıktım.
*Televizyon programlarının kadrolu konuşmacılarından bıktım.
*Dün başka, bugün başka diyen omurgasızlardan bıktım.
*Kriz yok deyip durmadan ekonomik paket hazırlayanlardan bıktım.
*Uyduruk enflasyon rakamlarından, enflasyon yalanlarından bıktım.
*Siyasetçinin söz verip tutmamasından bıktım.
*Bir yıldır taş üstüne taş koymadan belediyelerden bıktım.
*Art arda gelen zamlardan bıktım.
*Elektrik faturalarımızdan tırtıklanarak TRT’ye aktarılan paylardan bıktım.
*17 yıl ülkeyi yöneten, 17. yıl sonunda hukuk reformu paketi hazırlayanlardan bıktım.
*Kadına şiddetten, tecavüzlerden, tecavüzleri görmezden gelen pezevenklerden bıktım.
*Sokakta, otobüste, dolmuştaki namus zabıtalarından bıktım.
*Seçim üstüne seçim yapanlardan bıktım.
*Gerginliklerden, kavgalardan, adam kayırmalardan, toplumu bölenlerden bıktım.
*Terörden bıktım.
*Siyasetçilerin düşük profilli, küfürlü, hakaret dolu konuşmalarından bıktım.
*Doğaya verilen zararlardan bıktım.
*Ülkenin zenginliklerini, birikimlerini satanlardan bıktım.
*Rant zenginlerinin vergi borçlarının silinmesinden bıktım.
*Demokrasi diyerek petrol kuyularına çökenlerden bıktım.
*Kayyumlardan bıktım.
*Ambulanslara yol vermeyen sürücülerden bıktım.
*Kendi dilini küçümseyen, İngilizce, Arapça özentisine takılanlardan bıktım.
*Sosyal medyanın palavralarından, yalanlarından bıktım.
*Klavye kahramanlarından bıktım.
*Ömründe üç sayfa kitap okumayanların akıllı geçinmelerinden bıktım.
*Dini siyaset aracı haline getirenlerden bıktım.
*FETÖ ile mücadele yalanlarından bıktım.
*Bir dönem küfür ettiklerine, sonradan biat edenlerden bıktım.
*Kendini muhafazakâr diye tanımlayan, ancak ranttan başkasına düşman olanlardan bıktım.
*“Bir şey olmaz!” deyip sonra bir şey olunca, sonucu kadere bağlayanlardan bıktım.
*Kendi derdini umursamayan futbol topu kafalılardan bıktım.
*Yurttaşlığı beğenmeyen, kula kulluk edenlerden bıktım.
*Her yıl sınav yöntemini değiştiren eğitim sisteminden (!) bıktım.
*Ben bıktım, peki siz bıkmadınız mı?
Yanıtınızı duyar gibi oluyorum. Hatta pek çok konuyu yazamadığımı söylüyor gibisiniz.
Her şey bıktırıcı, insanlıktan soğutucu…
Yine de bıkılmayan bir şey var:
O da umut!
Umut, her zaman var. En karanlık zamanlarda bile.
Nice kötü günler geçiren toplumumuz, umudunu yitirmedi, aydınlığı yakaladı.
Ben de bu kadar karamsarlığa karşın aydınlık yakında diye umut ediyorum!...